Sigortacılık poliçe üretmek ve poliçe satmak işi değildir. Sigortacılık hasar yönetimidir.
Sigorta şirketlerinin kazançlarına konu olan hizmet aslında şu süreçleri kapsar:
İlk olarak, rizikoların tespitini yaparlar. Yani kişilerin en temel sınıflandırmayla can, mal ya da sorumluluklarının karşı karşıya olduğu tehditleri belirlerler.
Daha sonra bu rizikoların ortaya çıkabilme ihtimalini hesaplarlar. Yani risk analizini yaparlar. Bir rizikonun gerçekleşebilme ihtimalinin yüksekliği riskin derecesini belirler.
Üçüncü aşamada, kişi ya da kurumların üzerinden bu riskleri almak ve yönetmek üzere bir anlaşma yapar. Poliçelerin şekillerinin belirlenmesi bu noktada olur. Riskin derecesine göre de primler belirlenir.
Son olarak da, toplanan bu primlerin korunması ve yönetilmesi için gerekli aksiyonları alırlar. Bunun içinde hem toplanan fonların değerlendirilmesi hem de kötü niyetli kişilerce suistimal edilmemesi için önlem alınması gerekmektedir.Hasar süreçlerinin yönetimi bu aşamadaki görevdir.
Tüm bu hizmetleri karşılığında toplanan primler içinden hizmet bedeli almaktadırlar.
Biraz daha sadeleştirmek gerekirse, sigorta şirketlerinin işi, bizlerden topladıkları primler ile, yine bizim ihtiyaç duyacağımız hasar ödemelerini gerçekleştirme sürecini yönetmektir. Bundan dolayı da, zaman zaman hasar süreçlerinde çok sorgulama yapılması, aslında sistemin içindeki kötü niyetli taleplerin tespitini yapmak refleksidir. İlgilenilen hasar dosyalarının adetleri de göz önünde bulundurulduğunda, elbette ki sigorta şirketlerinin de yanlış kararlar vermesi kaçınılmazdır.
Biz sigorta acentelerinin var olma sebebi de en çok bu noktada önem taşımaktadır. Sigortalıların doğru bir poliçe satın alması ve doğru hasar süreci yönetimi konusunda, onlarla birlikte hareket edecek profesyonel kurumlardır sigorta acenteleri. Bu yüzden de, direkt en ucuz poliçeyi sunan, ya da ürün yanında hediye, para, vs vererek satış yapmaya çalışan bir sigortacı ile çalışmaya karar vermeden önce bir kere daha düşünmekte fayda vardır. Çünkü bu şekilde yapılan bir ticari faaliyette, sigortalı için doğru ürünü tespit etmek ve bunu neden sonuçlarıyla anlatmaya çalışmak yerine, sadece satışa odaklanmış bir şekilde hareket edildiği göz ardı edilmemelidir.
Bir hasarla karşılaştığımız zaman genelde ne yapacağımızı bilemeyiz. Bunun sebebi, daha önce tecrübe etmediğimiz bir durumla karşı karşıya kaldığımızda kimyamızın değişmesi ve paniğe kapılmamızdır. Bu panikle hareket ettiğimizde de, eğer çok şanslı değilsek, hamlelerimiz yanlış olur ve durumu kötüye götürebilir.
Sigortacımız, hasar zamanında bizi yönlendirecektir fakat genel hatları ile sürecin hangi aşamalarda ilerlediğini bilmekte fayda vardır
Hasar Öncesi
Bir hasar sürecinin doğru yönetilebilmesi için en önemli kısım hasar öncesidir. Doğru poliçeye sahip olmadığımız takdirde, doğru bir hasar ödemesi de almayacağımız kaçınılmazdır.
Sigorta poliçesi düzenlenirken, sigortacımıza tüm bilgileri eksiksiz vermeliyiz. Böylece bizim için en doğru şartlardaki poliçenin oluşturulmasını sağlarız. Sadece poliçe için ödenecek prime odaklanıp, ona göre tercih yaparsak, hasar zamanlarında yaşayabileceğimiz sürprizlere de hazır olmamız gerektiğini unutmamalıyız.
Hasar Anında
İlk önce hasarın büyümesini engelleyecek önlemlerin alınmasını sağlamalıyız. Tabi ki bunu yaparken can güvenliğimizi tehlikeye düşürmeden hareket etmeliyiz.
Örneğin bir trafik kazası meydana gelmişse, diğer araçları uyarmak için gerekli işaret ve levhaları yerleştirmeli, bizim orda bulunduğumuzu görmelerini sağlamalıyız. Bir su borusu patlamışsa, suyun kaynağını kapatmalıyız. Bir yangın söz konusu ise, ilerleyişini durdurmak için alabileceğimiz önlemler varsa almalı, ve bir an önce itfaiyeye haber vermeliyiz.
Hasar kontrol altına alındıktan sonra, en kısa sürede sigortacımızı konu hakkında bilgilendirmeliyiz.
Bu esnada imkanımız varsa olay ile ilgili birkaç tane fotoğraf çekmemizde fayda vardır. Sigorta eksperi inceleme için geldiğinde, bu fotoğraflar çok faydalı olacaktır.
Hasar Sonrasında
Sigorta şirketi tarafından görevlendirilecek bir sigorta eksperi inceleme yapacaktır. Sigorta şirketlerinden bağımsız kişiler olarak görev yapan eksperler olayın gerçekliğini, hasarın miktarını, sahip olunan poliçe ile teminat altına alınmış olup olmadığını, vs tespit eder. Bunun için ihtiyaç duyacağı tüm bilgi ve belgeleri temin etmeliyiz. İstenilenleri ne kadar hızlı, eksiksiz ve gerçeği yansıtır şekilde iletirsek, sürecin tamamlanması da o kadar hızlı ve eksiksiz olur.
Eksperin inceleme yapması, bilirkişi sıfatıyla, sigorta şirketine görüşlerini iletmek içindir. Bir hasarın ödenip ödenmemesine eksperin kararı büyük ölçüde etkense de, son kararı sigorta şirketi vermektedir. Eksper hasarın doğruluğunu teyit edebilir, fakat sahip olunan poliçedeki ufak bir hata, tüm talebin reddedilmesine neden olabilir.
Kararın Bildirilmesinden Sonra
Tüm değerlendirmeler yapılıp hasar ödemesinin onaylanması ya da reddedilmesi yönünde karar verilir. Bu noktadan sonra kararın hatalı verildiğini düşünüyorsak, sigorta tahkim komisyonu, tüketici heyeti ya da mahkemelere başvurabiliriz. Bunların içinde en hızlı çözüm sağlana tahkim komisyonudur. Nasıl başvurulacağına dair bilgiyi, daha önceki yazılarımda anlatmıştım. Konu ile ilgili desteğe ihtiyacı olan okuyucular bizimle iletişime geçebilirler.
Unutulmamalıdır ki, en iyi yönetilen hasar süreci, hasarın daha oluşmadan önlenmesi ile yaşanır.