Sigortalata"ma"mak (Aralık 2017)

  • Evinizdeki eşyaların toplam bedeli nedir?
  • Valla dünyaları verseler değer biçemem ben eşyalarıma, hepsinin bir hatırası var çünkü..
  • Anlıyorum, eğer hatıra olma özelliği varsa manevi değeri mutlaka çok yüksektir. Peki maddi değer olarak birşey belirlemek istersek?
  • Maddi kısmı, manevi yönünün yanında o kadar zayıf ki benim için..
  • O zaman eşyalar ile ilgili bir teminat eklemeyelim mi?
  • Olur mu hiç öyle şey? Bir zarar görseler ben tekrar nasıl koyarım onları yerine?
  • ?!?

Konut sigortası satın almak isteyen bir sigortalının evindeki eşya bedelinin tespit edilmesi gerekmektedir. Sigortacı sorular sorarak doğru bedele ulaşmaya çalışmakta fakat süreç çok da kolay ilerlememektedir.

Sorun aslında çok basit bir sebepten kaynaklanıyor. Sigortalanmak işinin, sadece sigortalatılacak şeyin belirtilmesi ve karşılığında bir para ödenmesinden ibaret olduğu algısı vardır. Sigortalılar genelde sigorta işini hızlıca yapıp geçmek isteyip ve “beni detaya boğma” talebiyle sigortacısına gitmektedir. Sigortacılarsa, uzun uzun anlatmakla zaman kaybetmeyip yeni satışlara yönelmek istemektedir. Bunların sonucunda da yarım yamalak yapılmış bir poliçe ve sorunlu bir hasar süreci doğmaktadır.

Herhangi bir rizikonun sigortalanabilir olması bazı özelliklere sahip olmasına bağlıdır. Bunlardan herhangi birini sağlamayan bir konu için sigortadan bahsetmek mümkün değildir.

Rizikonun gerçekleşmesi halinde ortaya çıkacak hasar maddi olarak hesaplanabilir olmalıdır. Yani makalenin başındaki örnekten yola çıkarsak, bir eşyanın, sahibi üzerindeki manevi değerinin sigortalanabilmesi mümkün değildir. Bu yüzden maddi değerlerinin tespit edilip, onun üzerinden sigorta yapılması gerekmektedir. Yani sigortalattığımız eşyalarımızın sigorta değerinin onun maddi değeri üzerinden hesaplanacağını bilmemiz gerekmektedir.

Sigortalanacak rizikonun homojen olarak yani benzer özellikte olan gruplar şeklinde gruplandırılabilir özelliği bulunmalıdır. Bu sayede riskin yönetimi sağlanabilir. Çok sayıda benzer özelliğe sahip rizikonun istatistiksel olarak hesaplanabilmesi sağlandığı ölçüde hasarın meydana gelme ihtimali de tahminlenebilmektedir. Örnek vermek gerekirse, kasko poliçeli araç sayısı arttıkça, kazaların tahminlenmesi daha mümkün olacaktır. Çünkü yaşanan kazaların sıklıkları ve oluşan zararlar, yaşanması muhtemelen kazalar için bir veri oluşturacaktır. Örneğin arabamızı modifiye edip, kendi geliştirdiğimiz bir yakıtı denemek istiyoruz. Bu yakıttan kaynaklanacak zararlara karşı aracımızı sigortalatmak, ekstre bir durum olmadıkça mümkün olmayacaktır. Eğer bu yakıt onaylanır ve kullanımı yaygınlaşırsa o zaman sigortalanabilir riziko kapsamına alınabilecektir.

Riziko, istatistiksel olarak ölçülebilir olmalıdır. Yani gerçekleşmesi ihtimale bağlı olmalı ve bu ihtimalin %100 ya da %0 değerlerinde olmaması gerekmektedir. Rizikonun ortaya çıkma sıklığı çok yüksekse, hasar kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda sigorta şirketi bu riski üzerine almak istemeyecektir. Örneğin açık alanda bulunan eşyaların hırsızlık riskine karşı güvence altına alınması söz konusu olmayacaktır. Ya da yoğun bir deprem sarsıntılarının yaşandığı bir dönemde sigorta şirketleri depreme karşı teminat veren poliçe satışlarını durdurma kararı alabilecektir.

Aynı şekilde gerçekleşme ihtimali neredeyse hiç olası gözükmeyen bir riziko için de, sigorta yaptırılmasının bir anlamı yoktur. Örneğin ameliyat olup safra kesesini aldırmış bir kişinin, safra kesesi ameliyatı olma ihtimaline karşı sigorta yaptırması anlamlı olmayacaktır.

Son olarak da teminat altına alınan rizikonun gerçekleşme durumu sigortalının kontrolü dışında olmalıdır. Sigortalının kasıtlı eylemleri sonucu ortaya çıkabilecek zararlara karşı teminat alınabilmesi mümkün değildir. Örneğin evin parke kaplı salonunun, bahçe hortumuyla su tutularak yıkanması sonucu oluşacak parke kabarması hasarı sigorta kapsamında değerlendirilemeyecektir. Ya da hepimizin çok iyi bildiği, ehliyetsiz ya da alkollü olarak araç kullanılması sonucu yaşanacak hasarlar sigorta şirketi tarafından üstlenilmemektedir. Bunun da sebebi rizikonun sigortalının kontrolü dahilinde, riski bilerek göze almış olmasında yatmaktadır.

Poliçenin oluşturulması aşamasında sigortalılarımıza soruyor olduğumuz sorular, doğru poliçeyi tespit edebilme çabamızdandır. Bu sorular sayesinde belki de gözden kaçan bir detayı da yakalayabilmek söz konusu olacaktır.

Çok soru soran sigortacı, en doğru poliçeye ulaşmaya çalışan sigortacıdır. Sorulardan sıkılmadan, mümkün olan en detaylı bilgiyi kendisine vermeye çalışmak sigortalının kendi menfaatine bir durum olacaktır. Çünkü her zaman söylediğimiz gibi;

Ödenmeyecek hasar yoktur, hasar ödenmesine engel olabilecek poliçe vardır.

Mutlu günler dilerim.

Özgür Muharrem ŞİŞİK

[email protected]


Özgür Muharrem ŞİŞİK

[email protected]


MAVİŞEHİR DERGİSİ