Sigortadan Tasarruf Edelim Derken Mağdur Olmayın (2021 Kasım)

Ekonomi açısından çok zor dönemler yaşıyoruz. Her geçen gün geleceğe dair güven hissimizde azalma oluyor. Birikim yapmak bir yana günümüzü kurtarmakta zorlanıyoruz.


Evet, ülke gerçeğimiz ne yazık ki bu şekilde. Mümkün oldukça harcamalarımızdan kısmak için tasarruf kalemleri bulmamız gerekiyor. Peki bu noktada sigorta ile ilgili yapılması gereken tasarruf nasıl olmalı?


Sigorta hizmeti ilk vazgeçilecek gider kalemi değildir.


Sigorta sistemi, küçük bir katılım bedeli (poliçe primi) ödeyerek, olası büyük mali kayıplar (hasar) karşısında, kaybımızı yerine koyacağını taahhüt eden (teminat-tazminat) başta ekonomik, ama altında ayrıca sosyal de bir sistemdir.


Dolayısıyla, aracımız, evimiz, işyerimiz, sağlığımız ile ilgili karşılaşabileceğimiz ve karşılaştığımızda ortaya çıkacak kaybı yerine koyamayacağımızı düşündüğümüz riskler için satın alıyoruz sigorta poliçelerimizi. Ekonomimiz kötüye gittiğinde, bu riskleri karşılayabilme imkanımızın daha da azalmış olacağını söylemek yanlış olmaz.


O halde, alım gücümüzün azaldığı durumlarda, sigorta poliçelerimizin kapsamını çok daha dikkatli incelemeliyiz. Primi aşağıya çekmek için teminatları azaltmak bir yana, eksik bir kısmı kalmaması için çaba sarfetmeliyiz.


Pahalı olan poliçe iyi, ucuz olan poliçe kötü değildir!


Bir poliçenin iyi ya da kötü olması, bizim riskimize uygun olup olmadığına bağlıdır. Her açıdan çok donanımlı olan bir poliçenin fiyatı, diğer tüm rakiplerinden ucuz olabilir. Aksi de mümkündür, fiyatı yüksek ama içeriği bomboş olan bir poliçe ile de karşı karşıya kalabiliriz. Bu durumda iyi poliçe için belirleyici kriterlerden bazılarına değinmek istiyorum.


Teminat bedelleri, sigortaladığımız şeyin gerçek değeri ile uyumlu olmalıdır.


Bir hasarın ödenebilmesi için poliçede yazılı olan ön şartlara sahip olduğumuzdan emin olmalıyız. Örneğin yangın teminatından tazminat alabilmemiz için asgari bir yangın önlemini sağlamış olmamız gerekiyor olabilir. Ya da hırsızlık teminatının devreye girebilmesi için yine belli önlemlerin alınmış olması gerekmektedir. Bunları bilmiyorsak ve sağlamamışsak, hasarda mağdur durumuna düşmemiz kaçınılmazdır.


Primin aşağıya düşmesi için çeşitli indirimler uygulanması söz konusudur. Evet poliçeyi satın alırken daha az prim ödemiş olmaktan dolayı mutlu oluruz. Fakat eğer uygulanan bu indirim, bizim hakettiğimiz bir indirim değil ise (örneğim hatalı bir meslek indirimi verilmişse) hasarımızı eksik alacağımızı bilmemiz lazım.


Bunların yanında, sigortalı olarak bilmemizin çok mümkün olamayacağı ama hasar sürecinde karşımıza olumsuzluk olarak çıkabilecek detaylar da vardır. Örneğin, DASK’ a tabi olmayan işyerimizi DASK’ a tabidir gibi değerlendirip yapılmış olan bir DASK poliçesinin hiçbir anlamı yoktur. Daha kötüsü, dask poliçesini gören bir sigortacının, durumu sorgulamaksızın, işyeri yangın poliçesini de DASK’ a tabidir şeklinde düzenlemesi durumunda, o poliçenin de başımıza dert olacağı söyleyebilirim.


Sigorta poliçelerinin öneminin çok daha artacağı döneme giriyoruz..


Çünkü yazımın başında anlatmak istediğim gibi, sahip olduklarımızı yerine koyabilmek artık daha zor olacak. Sigorta sistemine doğru poliçelerle dahil olmak zorundayız. Aksi halde sonradan telafisi mümkün olmayacak mağduriyetle karşı karşıya kalabiliriz.


Bu süreçte gerek bilgi almak, gerekse de sahip olduğunuz poliçelerinizi değerlendirmek adına destek vermeye hazır olduğumuz belirterek sağlıklı günler diliyorum.


Özgür Muharrem ŞİŞİK

[email protected]