Sigortacılık Güven(!) İşidir (2021 Temmuz)

Doğru bir söylem.


Sigorta poliçesi dediğimiz şey, üzerinde yazılar olan kağıtlardır. Hatta artık günümüzde bazılı kağıtlar da değil dijital belgelerdir. Bunları da zaten okumuyoruz (Arada okuyanlar, hatta satır satır inceleyen sigortalıları dışarıda bırakıp, kendilerine özel teşekkür ediyorum.).


Tabii şöyle bir gerçek de var ki, poliçe metinlerinde tüm sigortacılık uygulamalarını anlatabilme şansı yok. Bazı özel şartlara, bazı genel şatlara, vs atıflar var. Hadi onları da okuyalım dersek? O zaman zaten sigortacı olmuş oluruz.


E bu okumadığımız, içeriğinden kulaktan duyma bilgiler dışında haberdar olmadığımız hizmet taahhütüne para ödüyoruz. Ne için ödüyoruz bu parayı? Bize anlatılan, ya da bizim endişe duyduğumuz “o olursa bu olur, bu olursa şu olur” hesaplamalarına karşı kendimizi güvencede hissetmek için ödüyoruz.


Çok teminat alalım, az para ödeyelim…


Bu ekonomi biliminin üzerinde çalıştığı temel güdülerden biridir ve elbette ki çok doğrudur.


Market alışverişi yapacağımız zaman, elimizdeki listeyi, en ucuza temin edebileceğimiz seçenekleri araştırıp, o şekilde sonuca varabiliriz.


Bir ev ya da araba alacağımız zaman, ihtiyaç duyduğumuz özellikleri barındıran ürünü bulup, sonra da en düşük maliyeti araştırıp süreci tamamlarız.


Ama sigorta hizmeti alacağımız zaman, gerçekten bu 2 örnekteki gibi çalışma yapıyor muyuz? Farklı şirketlerden alacağımız excel tablosu şeklindeki fiyatlar, doğru bir karşılaştırma yapmak için yeterli midir cidden?


Unutmamak lazım, sigorta poliçeleri yasal sözleşmelerdir. Para ödeyerek satın aldığımız haklarımız, o sözleşmelerde yazan metinlerden ibarettir.


“Ben yıllardır para ödüyorum, şimdi de sigorta şirketi bir zahmet ödeyiversin” talebi ile çalışmaz sistem. Sigorta şirketi ile sigortalı arasında bir arkadaşlık ilişkisi yoktur. Hukuka dayalı bir alış-veriş ilişkisi vardır.


Sigorta acenteniz ile aranızda bir dostluk ilişkisi olabilir elbette. Fakat sigorta acenteleri de en nihayetinde aracı kurumlardır. Yani, yasal sözleşmeniz olan sigorta poliçenizde yazan ve sizin satın almış olduğunuz haklarınızdan daha fazlasını size sunabilme şansı yoktur.


O zaman, sigortacılık nasıl güven işi oluyor?


Sigortacımıza duyacağımız güveni, ben ona güvenip, ondan poliçe satın aldım, şimdi de o benim hasarımı ödesin şeklinde beklememek gerekir.


Gerçek güven, henüz daha poliçeyi oluştururken sigortacımıza güvenip, onun tavsiyelerini dikkate almakla başlar. Çünkü sigortacı, vereceği hizmet sonrasında müşterisinin memnun kalmasını ister ki, yeni müşteriler de kazanabilsin. Dolayısıyla, bizleri doğru poliçeye yönlendirmek isteyecektir.


Her sigorta şirketinin, her ürünü birbirinden farklıdır. Yine her sigorta şirketinin, birlikte çalıştığı çözüm ortaklarından alarak bizlere sunduğu hizmetler de birbirinden farklıdır. Dolayısıyla elbette fiyat politikaları da farklı olacaktır.


Sadece fiyata bakarak bir poliçe satın almak, hasar zamanı ihtiyaç duyacağımız güven beklentisinden, kendi rızamızla uzaklaşmamız anlamına gelmektedir.


Burdan şu sonuç çıkmamalı: ucuz olan ürün kötü, pahalı olan ürün iyidir. Hayır, bazen en ucuz olan seçenek bize en kapsamlı seçeneği beraberinde getiriyor olabilir. Vurgulamak istediğim şey sadece fiyata bakarak sigorta poliçesi satın alınmaması gerektiğidir.


Bize verilen bilgilerin doğruluğunu kabul ederek, yapılan yönlendirmeleri dikkate alarak satın aldığımız bir poliçenin, hasar zamanında beklentilerimizi karşılamaması ihtimali çok düşüktür.


Hasarımızı sorunsuz olarak karşılayan bir poliçeyi ve bu poliçeyi bize sunan sigorta şirketini tecrübe ettikten sonra ise, yazımın başlığında bahsetmiş olduğum güven inşaa edilmiş olur. Bu güven duygusunu yaşayan insanlar da genelde artık parasal faktörlerden etkilenip yeni maceralar koşmazlar.


Çünkü huzur sahibi olmanın, kendimizi güvende hissetmenin bedeli para ile ölçülemez.


Herkese sağlıklı, mutlu günler diliyorum.


Özgür Muharrem ŞİŞİK

[email protected]