Sigorta Sistemine Basit Bir Bakış (2015 Ağustos)

Ekonomi içindeki karmaşık zannettiğimiz pek çok şey aslında basit düşünüldüğü zaman çok kolay anlaşılabilmektedir. Sigorta sistemi de benzer şekilde basit bir sistemdir aslında. Hem sistemin işleyişini hem de sigortalı, sigorta şirketi, acente, eksper, vs gibi aktörlerin de sistem içindeki yerleri konusunu mümkün olduğunca anlaşılır hale getirmek istiyorum.

Beş tane arkadaş ve her birinde tamamen aynı özelliklere sahip ve tanesi 100tl değerinde beş araba olduğunu varsayalım. Bu beş arkadaş diyorlar ki, herhangi birimizin arabasını kaybetme olasılığına karşı hepimiz birbirimize destek olalım. Aynı anda hepimizin birden arabasını kaybetme ihtimali de çok yüksek değil. O zaman bir kumbara oluşturalım ve herkes içine 20 tl para koysun. Her kim arabasını kaybederse kumbaradaki parayı alsın. Bu oluşum sigorta sisteminin en temel şekilde mantığını ortaya koymaktadır. Görüldüğü gibi sigorta aslında tamamen sosyal bir sistemdir.


Hasar yapanlar neden daha yüksek prim öder?

Araçlardan biri kaza yapıp da yok olursa (kısmi hasarların olmadığını kabul edelim) kaza yapan aracın sahibi kumbaradaki parayı alıp kendine yeni bir araba alabiliyor. Fakat bu durumda kumbara boşaldığından yeniden para koymak gerekiyor. Fakat bu sefer diyorlar ki, kazayı yapıp da kumbaradan para alan kişi, bu hakkı kullanmış olduğu için diğerlerinden biraz daha fazla para koysun. Bu sefer herkes 15 tl koyarken kaza yapmış olan 40 tl koyuyor. Katılımcıların hasar sonrasında ödedikleri primlerin yükselmesi ile, hasar yapmadıkları zaman primlerinin azalmasının mantığı da budur.


Sigorta şirketlerinin sistemindeki yeri

Yavaş yavaş kurulan bu sisteme daha fazla insan katılmak istediğinde ise işler biraz karışmaya başlıyor. Sistemin kurucuları o zaman sistemi yönetmek, paraları toplamak, ihtiyacı olana gerekli ödemeyi yapmak, kimden kaç para alınması gerektiğini hesaplamak gibi işlemleri yapmak için bir yönetici belirlemeye karar veriyorlar. İşte bu yönetici sigorta şirketidir. Her katılımcı havuza koyacağı paranın belli bir miktarı kadar da yöneticiye bir hizmet bedeli ödemektedir. Sigorta şirketlerinin kazancı budur.

Yönetici sistemin bütününü yönetebilmek için gerekli altyapıyı kurar, yardımcı elemanlar alır. Asistans hizmetleri (çekici hizmeti, kiralık araç hizmeti, vs), sorunları giderme merkezleri (anlaşmalı tamir servisleri, anlaşmalı hastaneler, vs), hizmetlerin daha kaliteli iletilmesini sağlayan ara kadroları (acenteler) oluştururlar. Sigorta sisteminin çalışma prensibi temel olarak bu şekilde oluşmuştur.


Muafiyetler neden uygulanır?

Herkesin istisnasız ve mutlak bir dürüstlükle davrandığı durumlarda sistem kusursuz çalışır. Fakat hayat ne yazık ki bu kadar basit değildir. Sigorta sisteminden haksız kazançlar elde etmek isteyen kişilerin varlığı sigorta şirketlerini önlemler almasını zorunlu kılmaktadır. Muafiyetler, ön şartlar, ekspertiz işlemleri, vs gibi önlemler aslında sistemin işleyişini korumak için yapılmaktadır.

Eğer o beş kişiden biri arabasını bilerek yok etmeye kalkarsa, sürekli diğer dört tanesi üzerinden para kazanmaya başlamış demektir. Kaza yapmış araçlara sigorta yapılması, evleri iş yerlerini bile bile yakmak, küçük bir hırsızlık olayında aslında hiç sahip olunmamış eşyaların da çalındığını beyan etmek hep haksız yere para kazanmaktır. Sigorta şirketlerini dolandırmaya yönelik yapılan her türlü eylem, aslında sistemde yer alan diğer tüm sigortalıları dolandırılması demektir.


Hileli hasarları sigorta şirketleri değil, diğer tüm sigortalılar öder!

Sistemden çıkacak her paranın yerinin yine sisteme ödenecek primler ile doldurulduğunu unutmamak gerekir. Eğer ödenen paralar, toplanan paralardan fazla hale gelirse, kişi başına düşen prim miktarında artış olması doğaldır.

Bu artışların makul değerlerde olması, daha geniş kapsamlı güvenceler sunan poliçelerin üretilebilmesi, çok daha hızlı hasar süreçlerinin yaşanması için, düzgün bir hukuk sistemi ile desteklenen dürüst sigortalılar ve dürüst sigortacılar ile mümkündür.


Özgür Muharrem ŞİŞİK

[email protected]


MAVİŞEHİR DERGİSİ