Profesyonel Sigortacılık & Excel Sigortacılığı (2024 Aralık)

PROFESYONEL SİGORTACILIK & EXCEL SİGORTACILIĞI


Bir şarküteriye gidiyorsunuz. Peynir almak istiyorsunuz. 20 çeşit peynir var. İçlerinde görsel olarak aralarında çok belirgin farklar olmayan seçenekler de va, birbirinden tamamen ayrılan 2-3 seçenek de var. Acaba hangisini tercih edersiniz? Karar verme kriteriniz ne olur?


Şarküteri sahibi geliyor ve size bir kağıt uzatıyor. Bir excel tablosu var üzerinde ve 2 tane kolon ile 20 tane satır içeriyor. İlk kolonda peynirlerin adı var. İkinci kolonda ise, en ucuzdan en pahalıya doğru giden fiyatlar var.


Haliyle homo economicus olarak en üsttekini, yani en ucuzu almanız çok normal bir sonuç olacaktır. Elbette karşılığında nasıl bir lezzet ile karşılaşacağınız sürprizi tamamen sizin sorumluluğunuzda olacak. Çünkü size seçenekler (!) sunulmuştu ve siz birini tercih ettiniz.


Farklı bir şarküteriye gidiyorsunuz. 5 çeşit peynir içeren bir reyonu var. Fakat her birinin görünümü birbirinden çok farklı. Dolayısıyla lezzet karakterlerinin de apayrı olduklarını tahmin etmek zor olmasa gerek.


Şarküterinin sahibi geliyor yanınıza. Fiyatlarını gösteren bir liste istiyorsunuz. Fakat kendisi size bu listeyi vermek yerine sorular sormaya başlıyor. Peyniri nasıl tüketeceğiniz, ne sıklıkla peynir yediğinizi, zeytinyağı ile aranızın nasıl olduğunu, hangi lezzetleri daha çok tercih ettiğinizi sorguluyor. 3-4 dakikalık bir sohbetten sonra, gülümseyerek tezgahın arkasına geçiyor ve size bir peynir uzatıyor. Sizin zevkinize en uygun olan peynirin bu olduğunu söylüyor. Yani ödeyeceğiniz paranın karşılığını en yüksek şekilde bu peynir ile karşılayabileceğinizi anlatıyor. Size mesleğinin gerektirdiği hizmeti sunuyor.


Sigortacılık sektöründe de maalesef düşülen en büyük yanılgılardan biri bu örenekteki gibi cereyan ediyor. Birbirine benzer 18 tane sigorta şirketinden acentelik alıp, bize bir excel tablosu ile fiyatların listesini sunduklarında, “bizim için çok çalışmış, kaç şirketten teklif almış” diye düşünebiliriz. Fakat aslında yapılan sadece, 18 tane fiyat gösterip, bir seçeneğin en ucuz olduğunu sizin düşünmeniz ve kendi tercihinizle o seçeneği seçmeniz.


Sigortacılığı profesyonel bir şekilde yürüten meslek erbapları ise, 4 tane sabit veri ile teklif çalışmak yerine, sizin ihtiyacınızı tespit etmeye, sizin riskinizi belirlemeye çalışacaktır. Bunun için size çeşitli sorular soracaktır. Bir takım belgeler talep edebilecektir. Hepsinin sonunda size tek bir teklif sunacaktır. Eğer 2 tane teklif sunuyorsa, o zaman ikisi arasında majör ölçüde en az bir fark olacaktır. Birinde bir şey eksik, diğerinde başka bir şey. Sözleşmeye ikisini birden dahil edebilme şansı hiç yoktur ve işte bu noktada bilinçli bir şekilde tercihi size bırakacaktır. Siz de ne alıp ne almadığını bilecek, yani bilinçli bir alışveriş gerçekleştirmiş olacaksınız.


Daha önceki bir yazımda UCUZ ile UYGUN arasındaki farkı detaylı olarak anlatmıştım.


Bir ürün ya da hizmetin ucuz olması, onun aynı zamanda uygun olduğu anlamına gelmez. O ürün öncelikle ucuzdur. Ondan sonra en uygun da o mudur diye ayrıca bakmak lazım.


Sigortacılıkta ise bir ürünün kalitesi arttıkça fiyatı da artacak, kalitesi düştükçe fiyatı da düşecek diye bir şey de yoktur. Bazen en ucuz ürün en doğru ürün olabileceği gibi, bazen de ucuz diye aldığınız poliçe, aslında size hiçbir güvence sunmamaktadır. Tabi bunu da, ne yazık ki, başınıza tatsız bir hasar geldiğinde öğrenebiliyoruz. Ve o zaman da her şey için çok geç kalmış oluyoruz.


Bu yüzden GEREĞİ GEREKMEDEN GÖRMEK GEREKİR diye her yazımda dile getiriyorum.


Satışı hızlı bir şekilde tamamlayarak satış hedeflerini tutturmaya çalışan bir sigortacıdan farklı olarak, size satış öncesi çok soru sorun, sizden belge isteyen sigorta acentelerinin derdinin, bir hasar olduğu zaman süreci çok daha hızlı tamamlayabilecek hazırlığı yapmaya çalıştığını unutmayın lütfen.


Yeni yılda da sigorta poliçelerinizi kullanmanızın gerekmediği, mutlu ve huzurlu günler yaşamanız dileklerimle..


Özgür Muharrem ŞİŞİK

[email protected]