Ucuz Etin Yahnisi (Haziran 2018)

İktisat biliminde bir kavram vardır : Homo Economicus


En düşük maliyetle en yüksek faydayı elde etmeye çalışan ekonomik insan olarak açıklamaya çalışsam sanırım en temel anlatıma ulaşmış olurum.


Bu her insanın doğasında olan birşeydir. Ya aynı paraya en çok faydayı (mal ya da hizmet) sağlamak isteriz, ya da aynı faydayı daha düşük maliyetle elde etmek isteriz. Pazarlıklar da hep bu yüzden yapılır zaten. Bu noktada, iktisadi açıdan çok bir sorun yok.


Peki sorun nerede?


Sorun, sadece fiyata odaklanmamızda. İlk önceliğimizin ucuzluk olmasında.


Elbette içinde bulunduğumuz ekonomik ortama paralel bir şekilde tutumlu olmak durumundayız. Fazla harcamalardan kaçınmalı, birikimimizi korumaya çalışmalıyız. Fakat bu, sadece daha ucuz olduğu için işimize yaramayacak ürünü satın almamız demek değildir.


Ucuz mal alacak kadar zengin değilim..


Her ne kadar alacağımız mal için en ucuz ihtimali değerlendirmek istesek de, elimizden geldiği ve bilgimiz yettiğince, teknik ve fiziki değerleri açısından da değerlendiriyoruz. Eğer güven vermediyse, ya da ihtiyacımızı karşılamadığını farkettiysek diğer alternatiflere yöneliyoruz.


Araştırma yapmak istiyor fakat hakkında hiç bir bilgimiz yoksa, o ürün hakkında bilgisine güvendiğimiz bir arkadaşımızın fikrini soruyoruz. Bir televizyon alacağımız zaman, teknik özellikleri konusunda teknoloji ile haşır neşir olan bir arkadaşımızın görüşlerini alırız genelde. Ya da bir araç alacağımız zaman, birkaç kişiye sorarız, nesine bakmak lazımdır diye.


Çünkü ucuz olanı alıp da, sonrasında başımıza açacağı ek maliyetler nedeniyle, aslında diğer benzerlerinden daha pahalıya sahip olmuş olabiliriz ürüne. Defalarca tamir ettirmek durumunda kalıp, hatta sonradan aldığımız fiyatın çok daha altına satıp da kurtulmak bile isteyebiliriz.


Konu sigorta olunca araştırmaksızın sadece ucuzu satın almış olmak çok daha riskli olmaktadır. Çünkü 100.-TL tasarruf etmeye kalkarken binlerce lira tazminat ödemek durumuyla karşılaşabiliriz.


İçine hile katmadan, hiçkimse aynı malı daha ucuza satamaz.


Sigorta poliçesi sadece bir evraktan ibaret görüldüğü zaman, sigortaya hapılan harcama da gereksiz görülebilmektedir. Fakat bir yandan da sigorta güvencesinin de dışında kalıp huzursuz olmak istemediğimizde, aldığımız tekliflerin en ucuzu bize en mantıklı tercih gibi gelebilmektedir.


Bunun böyle olmadığını, satın alınan sigorta poliçesindeki en ufacık bir detayın zaman zaman başımıza çok dert açabileceğini bilmemiz gerekir.


Bu konuda tabii ki en büyük görev yine biz sigortacılara düşmektedir. Sigortanın bir evraktan öte, yaşantımızın kendisi olduğunu anlatmaya çalışmak zorundayız. Hayatımız boyunca binbir zorlukla edindiğimiz kazanımları, tam manasıyla koruyabilmek adına, en doğru poliçenin oluşturulmasını talep etmeliyiz.


Sigorta teklifi adı altında 10-15 tane sigorta şirketinin alt alta sıralanmış primlerinin bilgisinin sunulması sadece en ucuz poliçenin satılmaya çalışılmasıdır. Orada sigortacılık mesleğinden bahsedilmesi çok mümkün değildir. Tavsiyelerin olmadığı, önerilerin olmadığı yerde uzmanlıktan bahsedilemez. Uzmanlığın olmadığı yerde de, bedelini ödeyerek almak istediğimiz hizmeti de alamayacak olmamız çok olasıdır.


Belki meslektaşlarım bu sözlerime kızacaklardır ama, bu şekilde icra edilen sigortacılık mesleği ne yazık kı mutsuz sigortalılar yaratılmasına ve orta-uzun vadede sigorta sektörüne duyulan güvenin azalmasına sebep olmaktadır.


Pahalı demek, iyi demek değildir.


Bu noktayı da göz ardı etmemek gerekir elbette. Her zaman daha pahalı olan daha iyi olan anlamına gelmemektedir. Kapsamı hepsinden geniş olup da , diğer tüm şirketlerin sunduklarından daha ucuza bir poliçe satın almamız da oldukça mümkündür. Ben doğru ürünü almak için daha pahalıyı seçmemiz gerekir demiyorum.


Aldığımız ürünün bizim ihtiyacımızı karşılayan ürün olduğundan emin olmak için, okumamız, sormamız gerekir. Belirleyici tek kriter fiyatının en ucuz olması olmamalıdır.” diyorum.


Yani sadece homo economicus (ekonomik insan)” olmak yetmemeli, homo comprehensis (anlayan insan) da olmak gerekmektedir.


Sevgiler.


Özgür Muharrem ŞİŞİK

[email protected]


MAVİŞEHİR DERGİSİ