Toplumsal İlişkiler ve Sorumluluk Teminatı (2013 Aralık)

Türkiye' de sigorta bilinci gün geçtikçe artmaktadır. Her ne kadar sigorta denince akla ilk gelen kasko olsa da, dask, konut sigortası, işyeri sigortası, sağlık sigortası, ferdi kaza sigortası gibi kavramlar da sohbetlere konu olmaktadır. Biz sigortacılar açısından da, farklı branşlara ilişkin sorular almak, bilgiler paylaşmak ve bu branşlardaki hasarları yönetmek, sigortacılığı olması gereken noktaya taşımakta ve mesleğin akademik donanımla beslenmesi zorunluluğunu ortaya koymaktadır.

Tüm bunlara rağmen, sigorta sisteminin bence en önemli özelliği hakettiği ilgiyi görmemektedir. Sistem bir dayanışma sistemidir. Fakat bundan da öte insan ilişkilerini düzenlek ve yaşamı kolaylaştırmak gibi katma değer sağlamaktadır.

Sigorta diye bir kavramın olmadığını varsayalım.

Aracımızla başka bir araca çarptığımızda, bizim zararımız kadar, diğer tarafın zararından da biz sorumluyuz. Eğer kısıtlı bir maddi imkanımız varsa, belki kendi aracımızın tamiratını bir süre erteleyebiliriz. Fakat karşı tarafa verdiğimiz zararı bir an önce tazmin etmeliyiz. Sorun, maddi kısıtımızın, o hasarı da tazmin edemeyecek kadar büyük olduğu noktada başlar. Gerginlikler, mahkemeler, davalar, aksayan işler, geciken yaşamlar..

Daha kötü senaryolar yangın çıkması durumunda yaşanabilmektedir.

Öncelikle, evimizde sahiplik kavramı 3 alternatifle ortaya çıkar:

1) Kendi evimizde ve kendi eşyalarımızla yaşıyor olabiliriz.

2) Başka birisine ait olan bir evde, kiracı sıfatıyla kendi eşyalarımızla yaşıyor olabiliriz.

3) Evimizi, bir başkasına, kendi eşyaları ile yaşaması için kiraya vermiş olabiliriz.

İlk seçenekte, sebebiyet vereceğimiz bir yangın hasarı sonucunda, bizim evimizin ve eşyalarımızın zarar görmesi kadar, alevlerin ya da alevler sonucu oluşacak dumanın, komşularımıza da zarar vermesi kaçınılmazdır. Böyle bir durumda sorumluluğumuz nedir? Tabii ki yüzde yüz.

İkinci seçenekte, sahip olduğumuz eşyaların kullanılmasından dolayı çıkacak bir yangın sonucu, yine komşularımızın uğrayacağı zararlara ek olarak, ev sahibimizin zararını da bizim üstlenmemiz gerekmektedir.

Üçüncü seçenekte ise, yangının, sahip olduğumuz binanın tesisatındaki bir kaçaktan çıktığını varsayalım. Bu durumda da, tahmin edileceği üzere, komşularımızın zararı ve kiracımızın eşyalarında oluşacak zarar, bizim sorumluluğumuzdadır.

İşyerlerimiz için de geçerli olan bu alternatifler neticesinde oldukça yüksek faturalarla karşı karşıya kalmak da malesef çok mümkündür. Üstelik sadece yangın ve duman hasarlarında değil, aynı zamanda dahili su hasarları olarak adlandırılan ev/işyeri içerisindeki tesisattan ya da açık unutulan musluktan kaynaklı su hasarları da benzer özelliktedir.

Peki sigortanın, bu noktadaki insan ilişkisi düzenleyici özelliği ne şekilde ortaya çıkıyor?

Hasarın oluşmasına sebebiyet veren taraf açısından, sigortalı olmak, sorumluluklarının bilincinde hareket etmesini sağlayacaktır.

Zarar gören taraf açısından, zararını giderebilmek için ihtiyacı olan parayı, zorluklarla karşılaşmadan elde edebileceğini bilecek ve agresif bir şekilde hareket etmek zorunda kalmayacaktır.

İki taraf da medeni bir şekilde zararlarını minimize etmeye çalışacak ve kaybettiklerinin maddi değerlerini yerine koyabileceklerinin bilinciyle, sadece manevi kayıplarına üzüleceklerdir.

Bunlara ek olarak, sigorta şirketleri, hasar durumlarında ekspertiz çalışmaları yapmaları sonucu kusurlu ve kusursuz olan tarafları belirlemekte objektif bir merci olmaktadır. Tespit edilen zararların da, poliçeler ile satın alınmış teminatlar ölcüsünde, en kısa sürece tazmin edilmesini sağlamaktadır.

Sorumluluk teminatları, her bir poliçenin en önemli teminatlarıdır. Kendi kayıplarımızı yerine koymanın mutluluğunu yaşarken hiç hesap etmediğimiz bir fatura ile karşılaşmamak için, satın aldığınız poliçelerin sorumluluk teminatları hakkında özellikle bilgi talep edilmelidir. Tüm meslektaşlarım, karşısında bilinçli bir sigortalı adayı olduğunu farkedecek ve detaylı bilgi vermekten mutluluk duyacaktır.

Sigorta poliçelerinizi hiç kullanmanız gerekmeyecek günler dilerim.


Özgür Muharrem ŞİŞİK

[email protected]