Sigorta Sektörü Açısından "Hırsızlık" (2015 Eylül)

Hırsızlık kelime anlamı olarak, mülkiyeti kendine ait olmayan bir taşınır malı mülkiyet sahibinin rızası olmaksızın alıkoyma, kullanma ya da menfaat sağlama eylemi olarak tanımlanabilmektedir. Sigorta sektörü açısından ise hırsızlık biraz daha farklı değerlendirilmektedir. Bir eylemin hırsızlık olarak kabul edilebilmesi için bazı ön şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bunlar genel şartlarda listelenmiştir. Bir eylemin hırsızlık olarak kabul edilebilmesi için aşağıdakilerden en az birinin gerçekleşmiş olması gerekmektedir.

  • Kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girmek,
  • Araç, gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanma veya aşma suretiyle girmek,
  • Kaybolan, çalınan veya haksız yere elde edilen asıl anahtarla veya anahtar uydurarak veya başka aletler veya şifre yardımıyla kilit açma suretiyle girmek,
  • Sigortalı yerlere gizlice girip saklanarak veya kapanarak gerçekleştirmek,
  • Öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanma veya tehditle yapılmak.
  • Bu şartların öne sürülmesinde tabi ki bir neden var. Sigortalılar her türlü sigorta branşında olduğu gibi, hırsızlık riskine karşı da sanki sigortalı değilmişcesine gerekli tedbirlerini almak zorundadır. Örneğin evin kapısını, penceresini açık bırakmamalıdır. Tüm önlemlere rağmen yine eve hırsız girebilir ama kapıyı pencereyi kırması, zorlaması vs gereklidir. Başka türlü içeri giremeyecektir. Bu durumda da sigortalı kendi önlemini almış olduğundan, yükümlülüğünü yerine getirmiş olmakta, sıra sigorta şirketinin hasarı tazmin etmesine gelmiştir. Çalınma ihtimali yüksek olan eşyalarımızı açıkta bırakmamak, demir parmaklık, alarm gibi önlemler almış olmak, aracımızı çalışır durumda bırakıp başından uzaklaşmamak, aracımızın anahtarını otopark, vale gibi tanımadığımız kişilere teslim etmemek gibi önlemler de yine sigortalının dikkat etmesi gereken konulardır.

    Günlük yaşantımızda hırsızlık olarak değerlendirilip de sigortacılık da farklı şekilde adlandırılan bazı durumlar söz konusudur:

    Aşırma: Yukarıda saymış olduğum şartlar meydana gelmeksizin yaşanan hırsızlık olayları sigorta sektörü açısından aşırma olarak adlandırılır. Anahtarı üzerinde bulunan bir aracın çalınması, faal haldeki bir işyerinden bir malzemenin çalınması, penceresi açık bırakılmış bir eve giren hırsızın birşeyler çalması aşırma olaylarına örnek olarak verilebilir.

    Aşırma olayları sigorta poliçeleri kapsamlarının dışındadır. Yani sigorta şirketleri aşırmaya ilişkin zararları ödememektedir.

    Emniyeti suistimal: Bir işletmede iş akdi ile (SGK) çalışmakta olan kişilerin, işletmeye nakit, kıymetli evrak ve bunlarla ilgili işlemlerde kasıtlı olarak işletmeye vereceği zararlar emniyeti suistimaldir. Bir şekilde hırsızlık türü olsa da, eğer poliçemizde emniyeti suistimal teminatımız yoksa hasarımız ödenmeyecektir.


    Hırsızlık hasarlarında tazminat ödenmesi

    Hırsızlık hasarının meydana geldiğini farkettiğimiz anda kolluk güçlerini (polis/jandarma) bilgilendirmeli ve gerekli raporları tutturmalıyız. İlk rapor tarihinden itibaren 30 günlük bir bekleme süresi geçtikten sonra, eğer çalınan kıymet bulunamamışsa, yine aynı kolluk gücünden “bulunamadı yazısı” almamız gerekmektedir. Bu evrakla birlikte gerekli diğer evrakları da sigorta şirketine iletmemiz durumunda, hasar ödeme sürecimiz tamamlanacak ve tazminatımız ödenecektir. Bu 30 günlük bekleme süresi içinde, çalınan kıymetimizin bulunması da mümkün olabilir. Bu durumda eğer kıymetimizde bir zarar görme söz konusu ise, sigorta şirketi bu zararımızı tazmin edecektir.

    Genel hatları hırsızlık kavramı hakkında bilgi vermeye çalıştım. Fakat hırsızlık konusu çok ince çizgilerle değerlendirilen bir konudur. Her türlü sorunuzu mail adresimden bana iletebilirsiniz.


    Özgür Muharrem ŞİŞİK

    [email protected]


    MAVİŞEHİR DERGİSİ