Muafiyetler ve Sürprimler (Kasım 2017)

Ortada bir risk yoksa, sigortadan bahsedemeyiz. Çünkü tehlike görmediğimiz bir konu için sigorta yaptırıp, boşu boşuna para ödemek istemeyiz.

Diğer taraftan, ortaya çıkması kesin olan bir risk için de sigortadan bahsedemeyiz. Çünkü bu durumda da sigorta şirketi göz göre göre o tazminat yükünün altına girmek istemeyecektir.

Sigorta bir olasılık yönetimi sistemidir. Yani riskin gerçekleşme ihtimalinin %0 ile %100 arasında bir yerde olması durumunda devreye girer.

Sigorta şirketlerinin risk analiz birimleri, hangi risklere karşı teminat sağlanabileceğini, hangilerine karşı sağlanamayacağını ortaya koymak için çalışırlar. Ya da teminat verilse bile özel bir şarta bağlı olup olmayacağını belirlerler. Örneğin muafiyet uygulamasına gidilebilir, belli önlemlerin alınması önşartı koyulabilir, standart primlerden daha yüksek fiyatlandırma (sürprim uygulamak) yapılabilir.

Birkaç tane örnek vermek gerekirse;

Sigorta şirketleri genelde 10 yaştan daha büyük araçlar için kasko poliçesi düzenlememektedir. Çünkü bu araçların gerek fiziksel sorunları, gerekse de daha özensiz kullanılabilme ihtimalleri nedeniyle kaza riski yüksek olacaktır.

İşyeri sigortaları için hırsızlık teminatının verilebilmesi için bazı önlemlerin (alarm, kepenk, kırılmaz cam, gece bekçisi, vb) alınmış olmasını şart koşarlar.Çünkü herhangi bir önlem alınmaz ise hırsızlık eylemine maruz kalınma ihtimali yüksek olacaktır. Bu durumda da sigorta şirketi ya tazminat ödemeyeceğini, ya da belli oranda bir muafiyet uygulayacağını poliçenin metinlerine not düşecektir.

Sağlık sigortası satın almak için bir başvuru formu ile mevcut hastalıkların beyanı yapılır. Sigorta şirketi de medikal kadrosu ile bu beyanı inceler. Gerekirse ek tetkikler, beyanlar, raporlar talep eder ve en doğru yorumu yapmaya çalışır. Bu çalışmanın sonucunda da teminat vermeyi kabul veya red edebilir. Ya da ancak belli muafiyetler ve/veya sürprimler ekleyerek teklif sunabilir. Yazımın başında bahsettiğim gibi, ortaya çıkma ihtimali %100 e yaklaştıkça, sigorta şirketi o riski üzerine almak istemeyecektir.

Sağlık sigortası ile ilgili verdiğim örneği bir de sigortalılar açısından incelemek lazım. Özel sağlık sigortası sistemine girmek için yaşlarının ilerlemesini bekleyen kişiler olabiliyor. Hatta bir sağlık sorunu olmadığı için sağlık sigortası almasını gerekmediğini düşünenler de var. Halbuki hastalık ortaya çıktıktan sonra sağlık sigortası satın almak genelde mümkün olmuyor. Sigorta sisteminin bir olasılık yönetim sistemi olması nedeniyle, hastalık ortaya çıktıktan sonra, sigorta şirketleri ona bir güvence sunmayacaktır.

Konut sigortaları için en güzel örnek olarak izolasyon hasarlarını verebilirim. Binanın izolasyon yapısında bozulmalar, hatalar olması durumunda binanın zarar görme ihtimali neredeyse kesindir. Bu durumda izolasyon eksikliği yüzünden meydana gelecek hasarları sigorta şirketi ödemek istemeyecektir. Çünkü sigortalı, sanki sigortası yokmuşcasına, hasarların ortaya çıkmaması için gerekli önlemler almakla yükümlüdür. Eğer izolasyon eksikliği zarara sebebiyet veriyorsa, demek ki gerekli bakım, önlem gözetilmemiş sonucu çıkacaktır.

- İzolasyon hasarları ile ilgili küçük bir not: Sigorta şirketleri, sigortalının izolasyon eksikliğini farketmemiş olması ihtimalini de göz önünde bulundurarak, küçük bir limitle de olsa, oluşacak zarara karşı güvence verebilmektedirler. -

Ev ve işyerlerinde bulunan elektronik cihazların kullanıcı hataları ya da elektrik voltajının yükselip alçalması sonucunda zarara uğrama ihtimali, diğer rizikolara (yangın, deprem, su hırsızlık, vb) nazaran daha yüksektir. Bu noktadan hareketle, elektronik cihazlara voltaj değişimlerinden kaynaklanacak zararlara karşı güvence farklı bir teminat kapsamında sunulmaktadır. Bu teminat da çeşitli önşartlar (bir güç kaynağına bağlı olmak) ve belli kesintiler (hasar rakamının %20 si kadar muafiyet uygulanması gibi) poliçeye not düşülerek verilmektedir.

Daha da çoğaltılabilecek bu gibi örnek rizikolar hakkında bilgi sahibi olmadan sigorta satın alınması durumunda hasar süreçlerinde kötü sürprizlerle karşılaşabiliriz. Sunulan sigorta tekliflerini iyice okumak, aklımıza yatmayan noktaları sigortacımıza sormamız, kötü sürprizlerin önüne geçebilmek için en işlevsel çözümdür.

Her zaman söylediğim gibi; iyi bir hasar yönetimi, doğru bir poliçe düzenlenmesiyle başlar.


Özgür Muharrem ŞİŞİK

[email protected]


MAVİŞEHİR DERGİSİ