Bitmeyen Trafik Sigortası Gündemi (Haziran 2017)

Zorunlu Trafik Sigortaları ne yaptı ne etti yine sektör gündeminin zirvesindeki yerini korumayı başardı.

Son yıllarda yüksek primlerle sohbetlerin ana konusu olan trafik sigorta branşı, şimdi de sigorta şirketlerinin tepkisel uygulamaları ile karşımızda. Trafik sigorta primlerinin neden yükseldiğini daha önceki yazılarımda açıklamaya çalışmıştım. Kısaca üzerinden tekrar geçmek istiyorum.

Sektör bu branşta zarar ediyor, bu bir gerçek. Yapılan sigorta suistimalleri bu zararın en büyük sebebi. Bunun yanında beklenmedik bir şekilde güncellenen kanunlar ile sigorta şirketlerinin karşılık ayırmamış olduğu ve ödemek zorunda kaldıkları tazminat talepleri de sistemin içini boşaltan bir diğer unsur. Dolayısıyla sigorta şirketlerinin topladıkları primler ödedikleri tazminatların üzerinde kalıyordu.

Bir ürünün satış rakamının maliyetinin altında kaldığı zamanlarda iki seçenekten birinin yapılması gerekir. Ya maliyetleri düşüreceksin, ya da satış fiyatlarını arttıracaksın. Sektör son yıllarda kararını fiyatları arttırmaktan yana kullandı. Tüm şirketler aynı uygulamayı yapınca, trafik sigortası primleri alabildiğine yükseldi. Halbuki yapılması gereken, sistemin içindeki sızıntı yapan kısımları tespit edip, onları ortadan kaldırmaya yönelik önlemler almaya çalışmak olmalıydı. Profesyonel sigorta acenteleri olarak bunu her fırsatta sektör yöneticilerine anlatmaya çalıştık, çalışıyoruz.

Normal şartlarda tüketiciler, fiyatı yüksek bir ürünü satın almama kararını verir. Bu durumda ürüne olan talep azalınca satıcılar da fiyatları makul seviyelere geri çeker. Fakat trafik sigortaları zorunlu poliçeler olması nedeniyle böyle bir talep düşüşü de yaşanmadığı için fiyatlar yüksek seviyelerde seyretmeye devam etti.

En sonunda devlet nisan 2017’de bir yönetmelik yayınlayarak trafik sigortası fiyatları için üst sınırlar belirledi. Sigorta şirketlerinin poliçeleri bu üst sınırlardan daha yüksek rakamlara satmalarına kanun koyucu olarak yasak getirdi. Böylece trafik sigortalarındaki yeni dönem başlamış oldu.

Sadece fiyat belli, diğer herşey muamma
Kendiliğinden dengeye gelmemiş, devlet müdahalesi ile yönlendirilmiş olması nedeniyle, yeni dönemde de sorunlar daha farklı şekilde karşımıza çıkmaya başladı. Sigorta şirketleri, devletin belirlediği fiyattan satış yapmak istemiyorlar. Çünkü bunun tazminatları karşılayabilmeleri için gerekli fonu toplayabilmeleri için yeterli bir prim seviyesi olmadığını belirtiyorlar. Fakat zorunlu poliçe olması nedeniyle, “satmıyoruz” da diyemedikleri için bu sefer işi yokuşa sürme yoluna başvuruyorlar.

Nisan ayının başından beridir, trafik sigortası düzenleme ekranı açılmayan sigorta şirketleri var. Düzenleme işlemlerini tamamladıktan sonra, kayıt esnasında sistem dışına atan programa sahip sigorta şirketleri var. Müşteri kendisini tercih etmesin diye, kredi kartı ile işlem yapamayacağını, önce banka hesabına havale yapılmasını talep eden sigorta şirketleri var. Yine en masum olanı, kredi kartına taksit yapmam, sadece peşin olarak poliçeyi keserim diyen sigorta şirketleri.

Kim haklı, kim haksız?
Sigortalılar haklı. Çünkü zorunlu olarak ödemeleri gereken trafik sigortası primlerinin makul seviyelerde ve ödeme kolaylığı içinde olmasını istiyorlar.

Sigorta Şirketleri haklı. Çünkü ekonomik birer kuruluş olmaları nedeniyle, faaliyetleri sonrasında para kazanmak istiyorlar. Hesaplarını gelir-gider dengesine göre yapıp zarar etmemelerini sağlayacak satış fiyatını buluyorlar, fakat devlet müdahalesi ile bu hesapları alt üst ediliyor.

Sigorta Acenteleri haklı. Herşeyin muallak olarak önlerine sürüldüğü için hem durumu sigortalılarına doğru izah edebilmeleri lazım, hem de sigorta şirketleri ile yaşadıkları gereksiz çatışmalardan kurtulmaları lazım. Devlet konusuna gelince… Sanırım o da haklı.. Fakat altını dolduracak bir sebep bulamadım. Bir sonraki yazıya kadar düşüneyim en iyisi..

Sıcaklarla aramızın güzel geçeceği bir yaz dönemi diliyorum.


Özgür Muharrem ŞİŞİK

[email protected]


MAVİŞEHİR DERGİSİ