Beklentiler, Eksik Bilgiler, Mutsuzluklar (2021 Ocak)

Bir ürün satın alırken, kafamızda onunla ilgili beklentilerimiz bulunmaktadır. Dilediğimiz yere özgürce gidebilmek beklentisi ile araba alabiliriz. Bulaşık yıkama derdinden kurtulma beklentimizle bulaşık makinası alırız. Yumurtayı istediğimiz kıvamda haşlamanın ayarını tutturma kolaylığı beklentisi ile yumurta haşlama makinası alırız. Aldığımız ürünlerden de beklentilerimizi karşılamasını bekleriz.


Ürünün arızalı çıkması ihtimalini göz ardı ettiğimizde, yapılan alışverişin mutsuzluk ile sonuçlanmasının temelde 2 nedeni vardır:

  1. Ürünün anlatıldığı gibi olmaması
  1. Bizim beklentimizin, olması gerekenden daha yüksek olması.


Eğer satın aldığımız ürün, somut olarak elimizle tutabileceğimiz bir ürün ise, hızla değerlendirme yapabiliriz. Memnuniyetsizlik doğuracağını anlayıp, imkan var ise değiştirebilir ya da iade ederiz. Peki ya, satın aldığımız şey, sigorta gibi bir hizmet sözleşmesi ise? Ne zaman ki ihtiyacımız olacak, ürünün bizim için doğru bir ürün olup olmadığını o zaman sınama şansımız olacak. Şimdi yukarıdaki 2 ihtimali sigorta sektörü açısından değerlendirmeye çalışalım.


Ürünün anlatıldığı gibi olmaması


Sigorta poliçelerinin hangi durumlarda devreye girip hangi durumlarda hizmet vermeyeceği poliçenin metinlerinde yazmaktadır. Satın aldığımız teminatlara ait limitler, oluşabilecek hasarlara dair ödenmeyecek kısımlar (muafiyetler), hasar ödemesi yapılabilmesi için sahip olmamız gereken ön koşullar gibi detayları poliçemiz bize en başta anlatıyor. Öğrenmek içinse yapmamız gereken tek şey poliçelerimizi okumak.


Sigorta satıcıları (profesyonel acenteler, bankalar, şube yapılanmaları, vb) sattıkları poliçeler üzerinden komisyon geliri elde etmektedirler. Zaman zaman kendilerine verilen hedefleri tutturabilmek için, gerçeği yansıtmayan bilgiler aktarıp hasar zamanında mağduriyet yaşanmasına neden olabilir. Gerçekte hiçbir anlamı olamayan FULL KASKO kavramı da bu tarz bir yaklaşımın sonucudur. Sigortacılıkta bulunmayan bu kavram, sigortacının poliçeyi detaylı anlatmaktan kaçınması nedeniyle kolaycılığına kaçtığı bir kavramdır. Hiçbir kasko poliçesi FULL KASKO olarak adlandırılmamaktadır. Her şirketin full’ ü kendine full’ dür.


Bununla birlikte, satın alacağımız poliçeyi tercih ederken sadece fiyata odaklanırsak, sigortacı da teminatları en aza indirip fiyatı düşürmek isteyecektir ki, satışı gerçekleştirebilsin. Bu durumda sigortamızın fiyatı ucuzlayacaktır ama karşılığında da güvence çemberimizi bilinçli olarak daraltmış olacağız.


Bizim beklentimizin, olması gerekenden daha yüksek olması


Sigorta poliçesi sınırsız bir sözleşme değildir. Zaten hangi sözleşme sınırsız imkanlar sunar?


O halde satın aldığımız sigorta poliçesi ile belli riskleri, belli şartlara göre teminat altına alıyoruz. Artık başımıza ne gelirse gelsin sigorta şirketi bunu ödemek zorundadır diye düşünemeyiz.


“Ama bana bu anlatılmadı, nasıl bilebilirim?” diye soru gelebiliyor zaman zaman. Burada aslında 2 tane kusurlu birim vardır.


Birincisi çalıştığımız sigortacı bize yeterli bilgi vermemiştir. Ya kendisi de bilmediğinden ya da satışı gerçekleştirmek için bilinçli olarak paylaşmamıştır. Bu durumda hizmeti satın aldığınız kanalı sorgulamanız gerekmektedir.


İkincisi ve bence çok daha önemli olan kusurulu birim, kendimiziz. Çünkü karşımızdaki kişiye tam olarak güveniyor olsak da kontrol etme gereği duymamışız. Halbuki, belki de yıllarca çalışıp emek vererek kazandığımız bir malı (ev, araba, işyeri, tekne, vb) ya da doğrudan sağlığımızı, canımızı güvence altına alacak bir sözleşme satın alıyoruz. Hiç okumadan, hiç sorgulamadan, sadece prim adı verilen ödemeyi yaparak tamamen sorumluluğumuzdan kurtulduğumuzu düşünmeyi çok doğru bulmuyorum ben. Bu yüzden de her bir poliçenin bir kere de kendilerinin kontrol etmelerini sigortalılarımdan rica ediyorum.


Tüm bunların yanında bir de, aslında sahip olduğu poliçenin kapsamını bilip de, hiç haberi yokmuş gibi davranılması da söz konusu ne yazık ki. Haksız yere elde edilmeye çalışılan para, aslında sigorta şirketinin değil, sisteme prim ödeyen diğer sigortalıların parasıdır. Bu yüzden hiçbir bilinçli sigortacı, böyle bir talebi olumlu sonuçlandırmak istemeyecektir. Haksız kazanç girişimi başarıya ulaşmayan kişinin, sigorta şirketini hasarını ödememekle suçlaması sıklıkla karşılaşılan bir reflekstir. Bu yüzden internette okuduğumuz her yorumu direkt doğru olarak kabul etmemek gerektiğini söyleyebilirim.


Sigorta sektörü, en sağlıklı çalışan sektörlerden biridir. Bundan emin olmanızı isterim. Sorun, matematiği görmezden gelip, gerçeklerden uzaklaşarak, 3 lira verildiğinde 10 liralık hizmet beklentisinin oluşturulmasıdır.


Sigorta poliçelerinizin doğruluğunu sınamanız gerekecek olaylar yaşamadığınız, sağlıklı günler dilerim.


Özgür Muharrem ŞİŞİK

[email protected]